Veraset Sistemi Nedir?, Türk Devletlerinde Nasıldır?, bilgi sitemizde Veraset Sistemi Nedir?, Türk Devletlerinde Nasıldır? başlığı altında bilgi paylaştık. Veraset Sistemi Nedir?, Türk Devletlerinde Nasıldır? ile alakalı tüm detaylar makalemizde.
Başlıklar
Veraset Sistemi Nedir?, Türk Devletlerinde Nasıldır?
Veraset sistemi konulu makalemizde siz kıymetli okurlarımıza veraset sistemi nedir ve veraset anlayışı nedir soruların cevabını sunacağız. Ayrıca Osmanlıda veraset sistemi ve Türk veraset sistemi ile ilgili bilgiler vermeye çalışacağız.
Veraset, hukuksal açıdan mirasla alakalı bir konuyken tarihsel açıdan ülkeyi yönetme hakkı ile alakalı bir terim olarak karşımıza çıkar.
Veraset Sistemi Ne Demek?
Veraset sistemi en basit dil ile tahta geçme hakkının kimlerde bulunacağı, ne biçimde bulunacağı ile alakalı kurallar bütünüdür.
Türk Veraset Sistemi
Türklerin İslamiyet öncesi veraset anlayışı yerine kut anlayışı bulunmaktaydı. Tahta geçme hakkının Tanrı aracılığıyla verildiğine inanılmaktaydı. Bu vergi kan ile geçebilen bir güçtü. Bu nedenle Hakan’ın soyundan olan herkes tahta geçebilmekteydi. Bir süre sonra merkezi otorite sarsılmaktaydı. İkili yönetimler, isyanlar, parçalanmalar gerçekleşmekteydi. Yani Osmanlı zamanından önce veraset sistemi nedir diye soracak genel geçer bir kut anlayışı olduğunu ileri sürebiliriz.
Osmanlıda Veraset Sistemi
Osmanlı veraset sistemi bahsedecek olursak. Osmanlı Dönemi’nde İslamiyet öncesi kut anlayışının merkezi otoriteyi sarsacağı düşünülüyordu. Zira kut anlayışına göre tanrının vermiş olduğu bu kana sahip amca, kuzen ve kardeşlerden hepsine pay çıkıyordu. İşte bundan dolayı Osmanlı Devleti, merkezi otoriteyi daha kuvvetli hale getirmek için giderek veraset sisteminde değişiklikler yaptı.
Veraset Sistemi Değişiklikleri
Veraset anlayışı, Osmanlı Devleti ile birlikte şekillenmeye başlamıştır. Gittikçe değişikliğe uğrayan veraset sisteminin başlangıcında ülkeyi tüm haneden üyelerinin yönetme hakkının olduğuna inanılıyordu. Daha sonraları 1. Murat, ülkeyi yalnızca padişah ve oğulları yönetir şeklinde bir değişikliğe gitti.
Fatih Sultan Mehmet ise bu anlayış ile kardeşler arası anlaşmazlıklar ile ülkenin otoritesinin bozulacağını düşündüğünden kardeş katlinin yasal hale gelmesini sağladı ve ülke yalnızca padişahındır anlayışı başladı. Daha sonra tahta çıkan 1.Ahmet ise kardeşler içinde en yaşlı ve olgun kim ise (ekber ve erşad) onun tahta geçme hakkını yasallaştırarak kardeş katlini azaltmayı amaçladı.
Lakin bu da taht için yeterliliğe sahip olamayan padişahların merkezi sistemi güçsüzleştirmesine ve devletin ağır ağır yok olmasına bir neden daha yarattı.
Genel olarak veraset anlayışı nedir diye soracak olursak, ülkeyi yönetme konusuyla sınırlı kalıp giderek şekillenmiş bir sistem haline gelmiştir. Özellikle padişahların düşünce yapılarının farklı olması devlet otoritesi için sürekli olarak değişiklikler yapılması bunun yanı sıra veraset sisteminin düzenli bir yapıya sahip olmadığının da bir göstergesidir.
